-
1 kalın
то́лстый* * *I1) то́лстыйkalın bir ağaç — то́лстое де́рево
kalın duvar — то́лстая стена́
kalın iplik — то́лстая ни́тка
2) пу́хлый; по́лныйkalın dudak — пу́хлые гу́бы
3) зы́чный, громово́й ( о голосе)4) густо́й, пло́тныйkalın bir duman tabakası — густо́й тума́н
5) арго де́нежный, бога́тыйIIкалы́м, вы́куп -
2 دلب
-
3 çınar
دلب [دُلْب] -
4 دعامة
دِعَامَة1. payandaAnlamı: bir şeyin düşmemesi için konulan destek, dayak2. dayakAnlamı: bir şeyin yıkılmaması için dayatılan ağaç, destek, payanda3. direk -
5 قسطل
قَسْطَل1. kartuşAnlamı: içine mürekkep vb. maddeler konulan tüp2. künkAnlamı: kalın su borusu3. kestane4. boru -
6 ركن
رُكْن1. köşeAnlamı: açı, zaviye2. açıAnlamı: aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye3. direk4. dayakAnlamı: bir şeyin yıkılmaması için dayatılan ağaç, destek, payanda -
7 ركيزة
رَكِيزَة1. direk2. dayakAnlamı: bir şeyin yıkılmaması için dayatılan ağaç, destek, payanda
См. также в других словарях:
çelik — bir karış büyüklüğünde fazla kalın olmayan ağaç parçası … Beypazari ağzindan sözcükler
çınar — is., bit. b., Far. çenār İki çeneklilerden, 30 m ye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç (Platanus) … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahta — is., Far. taḫte 1) Düz, enlice, uzun ve az kalın biçilmiş ağaç Çam tahtası. Gürgen tahtası. 2) sf. Bu ağaçtan yapılmış Bilet toplanan tahta parmaklıktan geçtik. Ö. Seyfettin 3) Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme Yeni silinmiş tahtalar birkaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kütük — is., ğü 1) Kalın ağaç gövdesi Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? H. E. Adıvar 2) Kesilmiş ağaç gövdesi Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti. R. H. Karay 3) Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
biz — 1. zm. 1) Çokluk birinci kişiyi gösteren söz Biz, Türkler, bütün tarihî hayatımızca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz! Atatürk 2) Bazen teklik birinci kişi zamiri ben yerine kullanılan bir söz Biz kendisini aldığımız zaman vücudu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bölme — is. 1) Bölmek işi, ayırma, parçalama, taksim 2) Salon, oda, sofa vb. büyük bir yerden ayrılmış daha küçük yer Gözlerimi tabağıma eğmiş bir vaziyetteyim ama telefon bölmesini âdeta bakmadan görüyorum. R. H. Karay 3) Büyük bir yeri, alanı küçük oda … Çağatay Osmanlı Sözlük
kol — is., anat. 1) İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm 2) Vücudunun bu bölümünü saran bölümü Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. O. C. Kaygılı 3) Makinelerde tutup çevirmeye,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Liste Swadesh Du Turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Liste Swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Liste swadesh du turc — Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français
Turc (liste Swadesh) — Liste Swadesh du turc Liste Swadesh de 207 mots en français et en turc. Sommaire 1 Présentation 2 Liste 3 Voir aussi 3.1 Bibliographie … Wikipédia en Français